“Marifet iltifata tabidir” veciz sözüne göre, yapılan tüm bu hizmetler takdir edilmesi gerekirken, tarihler 27 Mayıs 1960’ı gösterdiğinde ne yazık ki, Türkiye’de askeri bir darbe olur. Darbeden bir hafta önce, CHP Milletvekili samimi bir arkadaşı şöyle der; “Darbe olacak, sen yurt dışına çıksan iyi olur” der. Ahmet Tokuş ise; “Gemiyi ilk terk eden fare değilim ben, kaderde ne varsa o olur” der. Bir hafta sonra da, darbe gerçekleşir. Ahmet Tokuş’u da iki gün gözaltında tutarlar ve sonra bırakırlar. Böyle ne olacağı belirsiz bir ortamı düşünün, gözaltındasınız ve sizi bıraktılar nereye gidersiniz? Genellikle evinize, aileniz ve sevdiklerinizin yanına gidersiniz diyeceksiniz. Ama öyle olmuyor. Ahmet Bey, gözaltından çıkar çıkmaz hemen ODTÜ’ye gidiyor. Rektörle konuşuyor; “darbe oldu, yarın ne olacağı belli olmaz, bizi tekrar içeri alırlar, yargılamalar, hapis cezası vs her şey olabilir. Eğer üniversite ile ilgili bir sıkıntı olursa CHP üst düzey şu isimlerle irtibata geçersiniz, ben inanıyorum onlar sizin sorunlarınızı mutlaka çözer ve üniversiteyi kurtarırız” der. Sonra oradan ayrılarak ailesinin yanına gider. En zor anında, üniversite ve memleketi düşünmesi, onun bilgeliğinin, vatan ve millet sevgisinin bir tezahürüdür.
Sonra tekrar tüm Demokrat Parti milletvekilleri gibi gözaltına alınarak Yassıada’ya götürülür. Yassıada Mahkemelerinde yargılanırlar. Ahmet Bey’le ilgili en önemli itham, “ODTÜ arazisinin kamulaştırılmasında devlet zarara uğramış mı, bir diğeri de İskele Caddesinin açılmasında halk ve devlet zararı var mıdır?” konularında mahkeme dosyaları hazırlanmıştır. Zaten ODTÜ arazisini, bazı milletvekillerinin vatandaşa daha fazla ödeme yapılmasını istemelerine rağmen, fazla ödeme yapmamış ve devlet lehine işlem yapmıştır. Her hangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır. İskele Caddesindeki yol yapım çalışmasında da, insanları ikna ederek, bazı bina sahiplerine ödeme yaparak yolun açılmasını sağlamıştır. Hatta yol üzerinde en kaliteli ev olan kendi kayın pederinin evini de yıktırmıştır. Burada da bir devletin zarara uğraması söz konusu olmamıştır. Buna rağmen, darbe ortamlarında hukuk olmadığı için mahkeme tarafından 2,5 yıl hapis cezası verilmiştir. Bir yıl Yassıada, bir yıl Kayseri’de yatmış ve 5-6 ay Haydarpaşa Hastanesi’nde kalmıştır. Bu kadar hizmetin karşılığında bu bedelleri ödemiştir ama o bu millete hizmet yolundan hiç dönmemiştir. Hayata veda edene kadar hizmet aşkıyla yaşamaya devam etmiştir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde beş yılı başkan ve altı ayı da geçici başkanlık olmak üzere 25 yıl boyunca mütevelli heyetinde görev yapmıştır. 1988 yılında ODTÜ Rektörlüğü tarafından, Ahmet Tokuş’a “Fahri Doktora” Unvanı verilmiştir. Ancak darbe yapanlara bu millet hiçbir zaman iyi gözle bakmamıştır. İsimlerini tarihin çöplüğüne atmıştır. İsimlerini anmaya bile gerek yoktur.
Milletvekilliği ve bahsedilen süreçlerden sonra Alanya’ya dönen Ahmet Tokuş, turizm ve tarımla uğraşmaya başlar. Zaten yenilikçi kişiliği ile milletvekili olduğu dönemde bile tarımdan kopmamıştır. Alanya’ya ilk avokadoyu getirmesiyle bilinir. Evinin önündeki ve Pelitlik Caddesi’ndeki devasa büyüklükteki avokado ağaçları hala ayaktadır. Milletvekilliği döneminde DSİ Genel Müdürü olan 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel çok samimi arkadaşıdır. Sayın Demirel’e Alanya’dan çok avokado paketi göndermiştir. İTÜ’den arkadaş olan bu iki dost, 1954 yılında biri milletvekili, diğeri DSİ Genel Müdürü olarak bazen eşek, bazen at sırtında Dim Vadisi’ni dolaşmışlar ve sonra sulama suyu kanalını inşa ederek, Sayın Demirel’in tabiri ile “Alanya’yı ben suladım” ifadesi mucibince tarım alanları ve narenciye bahçeleri suya kavuşmuştur.
Emekliliğinde de Alanya’ya hizmet etmeye devam eder. 1980’li yıllarda Alanya-Hadim yolunun Kuşyuvası Mevkii’nin iyileştirilmesi ve yolun genişlemesi için çok çaba sarf eder. Alanya’dan çalışan işçilerin iaşesini her gün temin edip, bizzat kendisi götürür. Çalışanlarla ilgilenilmezse verim almanın zor olduğunu iyi bilir. Kış mevsiminde sürekli buzlanan Koçdavut Yolu’na nispeten daha fazla güneş alan Kuşyuvası Yolu’nu orman yolundan çıkarıp devlet yolu haline getirir. Çünkü devlet yollarının devamlı açık tutulması gerekliliği vardır. En kısa yol olan Alanya-Konya yolunun devamlı açık olmasını ister. Milletvekili ve makam sahibi olmadan bu hizmetleri yapmak kolay değil. Ancak Ahmet Tokuş’un yurtiçi ve yurtdışında önemli bir özgül ağırlığının olduğu da ortadır. Bu yılların emekleri ve fedakârlıkların sonucudur.
Ahmet Tokuş, Avrupa Konseyi Parlamento üyesi olarak Türkiye’yi yurtdışında temsil eden, ilk Alanyalı olma özelliğine de sahiptir. İkinci olarak da, şu anda Türkiye Cumhuriyeti, Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’dur. Devamında da Sayın Çavuşoğlu, ilk Müslüman ve Türk parlamenter olarak Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığını (AKPM) da yapmıştır. Ayrıca Sayın Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanlar Komitesi üyeliği de yapmaktadır. Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler üyesi olarak da Alanya İsveç Fahri Konsolosu Sayın Hilmi Tokuş da ülkemizi temsil etmiştir.
Alanya’ya 1380 yılında, İran’ın kuzey bölgesinde bulunan Horasan’dan göç ederek geldikleri bilinen Tokuş ailesi, ilk olarak Alanya’nın otuzbeş kilometre kuzeydoğusunda bulunan Şıhköy’e yerleşmişler. İlk gelen atalarının ise, 1403 yılında Şıhköy’de vefat eden Şeyh Pirce Alaettin olduğu biliniyor. Şeyh Pirce Alaettin’in Şıhköy’de ziyaret edilen bir türbesi bulunmaktadır. Türbe geçtiğimiz yıllarda Hilmi Tokuş tarafından restore edilmiştir.
Alanya’ya, bölgemize ve ülkemize yaptığı hizmetlerle, yeri doldurulamayacak bir karakter olan Ahmet Tokuş, 28 Aralık 1990 tarihinde aramızdan ayrılmıştır. Onun aydın kişiliğinden kaynaklanan, ileri görüşlülüğüne, vizyonuna, vatan ve millet sevgisine, çalışkanlığına, cesaretine, amme yararını kişisel çıkarlardan üstün tutmasına ve bu konuda ödün vermemesine, zorluklar karşısında asla pes etmemesine, fedakârlığına, ülke eğitimine verdiği katkıya ve her alanda yenilikçi kişiliğine hayran olmamak elde değil. Nesiller gelir nesiller gider, aslolan giden bir neslin geriden gelenlere neler bıraktığıdır. İyi şeyler bırakanlar iyiliklerle anılır, yad edilirler ve unutulmazlar. Önemli olan gök kubbede hoş bir sadâ bırakarak gidebilmektir. Merhum Ahmet Tokuş, ülke ve Alanya tarihine iz bırakarak ebedi âleme göç etmiştir. Allah rahmet eylesin, ruhu şad olsun. Alanya sizi unutmayacaktır!
Bu yazıyı kaleme almadan önce kendisini ziyaret ettiğim ve naif kişiliği ile beni karşılayan, babası merhum Ahmet Tokuş’a ait tüm arşivini açan ve samimiyetle babası ile ilgili hatıralarını bana anlatan, bir dönem Alanya Belediyesi meclis üyesi olduğunda, beraber mesai yaptığımız, Alanya İsveç Fahri Konsolosu ve kıymetli dostum Hilmi Tokuş’a sevgi ve şükranlarımı sunarım.