Sadece inşaat, yol yapım işleri ile ilgilenmez. Alanya’nın gelişmesi ve tanıtımı için gayret gösterir. Hatta Alanya’da bir toplantıda ortaya şöyle bir öneri atar; “Ulusal ve uluslararası tanınmış ünlülere Alanya’dan bilâbedel arsa, konut gibi mülkiyet verelim veya onlara mülk satışı yapalım ve onlar aracılığıyla, ilçemizin reklamını yaptıralım” teklifinde bulunur. “Alanya’daki bu güneş, deniz, kumsal, tarihi ve doğal güzellikler, başka bir memleket de yok” diyerek Alanya’nın geleceğinin turizm sektöründe olacağını öngörür. TBMM’nde Burhanettin Onat ve diğer iki milletvekili arkadaşıyla beraber, ülkemizde turizmin gelişmesiyle ilgili çok çaba harcarlar ve Meclisten Turizmi Teşvik Kanunu çıkartırlar. Buna istinaden, Alanya’nın ilk oteli belediye misafirhanesinin olduğu yere “Alanya Motel” adıyla belediye tarafından açılır. İkinci olarak Damlataş Mağarası’nın önüne Riviera Otel, üçüncü olarak da Alaaddin Otel açılır. Sonra sırasıyla Selam Otel, Alantur Otel gibi tesisler açılarak turizme hizmet vermeye başlanır.
Alanya’nın planlanması, şehirleşmesi ve gelişmesiyle ilgili yerel yönetimle de devamlı istişare halindedir. 1956 yılında İmar Kanunu ve İstimlak Kanunu çıkınca, Alanya’nın şehir olabilmesi için, ticaretin ve iş hacminin gelişmesi adına yeni caddelerin açılması için emek harcar. Dönemin belediye başkanları ile işbirliği içerisinde Alanya İmar ve Yol İnkişaf Planını yaptırıp, uygulamaya başlarlar. Alanya Belediye Encümeni’nin 28.09.1956 tarih ve 341 nolu kararı ile; başta Hükümet ve Gazipaşa Caddelerinin genişletilmesi olmak üzere, meydanların kamuya kazandırılması ve bir çok sokağın açılması ile ilgili istimlâk kararları alınır. Bunlar; Kuyularönü Meydanının genişletilmesi, Hükümet ve Gazipaşa caddelerinin bitişiğinde bulunan alanlar, Orman İşletmesi karşısında bulunan Hüseyin Necati Azakoğlu, Aliye Yazır, Latif Bağcı, Ahmet Çon ve Hasan İnceer’e ait alanlar, Açıkalın Sokağın açılması gibi kararlardır. Hükümet Caddesinin genişletilmesi için yapılan kamulaştırmaya ek olarak, caddenin kenarında 20 metre derinlikteki; Mustafa Babaoğlu, Kâmil Cintaş, Şükrü Ulusoy, Mustafa Şenli ve Ahmet Cengiz’e ait alanların İstimlâk Kanunu hükümlerine göre istimlâkine, Yine Gazipaşa Caddesinin genişletilmesinin yanı sıra, cadde kenarında 20 metre derinlikteki Yunus Ahmet Tosun, Muammer Helvacı, Zihni Açıkalın ve Tahsin Yetgin’e ait alanların da istimlâkine karar verilmiştir. Kentleşme ile ilgili artık İstimlak Kanunu’nun amme yararına avantajları kullanılmaya başlanmıştır.
Antalya milletvekili olarak, Antalya’da sanayi kurulmasına şiddetle karşı çıkar. “Herkes sanayi isterken, sen niye sanayi istemiyorsun” sorularına fazlasıyla muhatap olur. Ahmet Tokuş ise; “yakın zamanda, bu bölgelerde turistik tesisler olacak. Turist sanayi bölgesine gelmez” diye insanları aydınlatmaya çalışır. Bugün Mersin Taşucu’nda olan kağıt fabrikasının Antalya Sorgun’a kurulmasını engeller. İsveç Fahri konsolosu Hilmi Tokuş ise, “Eğer kurulmuş olsaydı, fabrikanın denizde yapacağı tahribatla Side ve Alanya’da turizm olmazdı” diyerek zamanında doğru bir karar verildiğini söylüyor. Devamında Hilmi Tokuş; “kağıt fabrikası Mersin Taşucu’na kurulurken, dönemin Mersin Valisi, daha sonra da ANAP İktidarı döneminde TBMM Başkanlığı yapan Necmettin Karaduman, İncekum Orman Kampına, 1980’li yıllarda tatile gelmişti. Babamla beraber ziyaretine gitmiştik.” Necmettin Bey sohbet esnasında, “Ahmet Bey siz Alanyalılar çok akıllı davrandınız. Bu bölgeye fabrika açtırmadınız, turizmin Antalya bölgesinde gelişmesine vesile oldunuz. Biz Mersinliler fabrikayı davul ve zurnayla karşıladık ama şimdi herkes pişman” dediğini hatırlatarak ileriyi görmenin önemini vurgulamaktadır.
Alanya’ya dünyaca tanınmış kişileri davet edip getiriyor, Alanya’nın özelliklerini onlara anlatıyor ve onlarla dostluklarını pekiştirmeye çok önem veriyor. Alanya Kalesi’nde bulunan ve Türkiye’de uluslararası düzeyde ilk üniversite olma özelliğine sahip George Town Üniversitesinin şubesinin açılmasına vesile oluyor. Mülkiyeti George Town Üniversitesi’ne ait bu eğitim kurumunu daha sonra YÖK bünyesine dâhil ediyor. YÖK’e bağlama amacı, darbe gibi olumsuz bir durumla karşılaşılmasında bu üniversitenin açık kalmasını temin etmek. Dönemin Amerika Birleşik Devletleri, Ankara Büyükelçisi George McGHEE’ yi de Alanya’ya davet eder. 1953 yılında McGHee, kendisine refakat eden beş kişilik bir heyetle, Alanya’ya ziyarette bulunur, heyet Alanya Belediyesi’ni de ziyaret eder. Alanya Belediyesi arşiv kayıtlarında yer alan, 03.06.1953 tarih ve 184 nolu encümen kararında, heyete verilen ziyafetin bedelinin lokantacı Ahmet Helvacı’ya, “gayr-i melhuz masraflar” kaleminden ödendiği belirtilmektedir. Uluslararası diplomaside bu dostluklar ve ilişkiler önemli, bazen haklı olduğun davalarını anlatman gerekebilir. Kapıları kapatıp, iletişimi keserek haklı olduğunu kimseye anlatamazsın. Ahmet Bey, yurtdışı seyahatlerinde, dostlarına ziyarette bulunmayı hiç ama hiç ihmal etmez. Temel düşüncesi ise ülkemizin sorunlarını, uluslararası dostluklarını da kullanarak dış dünyaya anlatabilmek. Yani kendisi vatanın ve milletin problemlerini kendine dert edinmiş bir kişilik olarak karşımıza çıkıyor. Aydın olmanın gereği de bu değil midir?