27 Kasım’dan 07 Aralık’a kadar Amerikancılar, Rusçular, Esadcılar, PKK’cılar hep birden koro halinde Türkiye’yi görmezden gelerek açıklamalarda bulunmuşlardır. Şimdi ise gelinen bu aşama da tüm dünyada, dış medyada, İran’da, Rusya’da, Suriye’de, Türkiye’nin daha da güçlendiğine yönelik açıklamaları herkes gibi onlar da şahit olmaktadırlar. Türkiye’deki, Lübnan’daki dünyanın diğer yerlerine gitmek zorunda bırakılan tahmini 12 milyonun üzerinde olan Suriyeli insanların umutlarının yeşermeye başlaması ile hakları olan kutlamaları yapmaya başlamışlar ve oradaki heyecanı görmek isteyen Suriyelilerde gitmeye başlamışlardır.

15 Mart 2011’de başlayan 13 yıl, 8 ay süren iç savaşın, 61 yıl süren Baas rejiminin, 54 yıl süren Esad iktidarının sonunun olamadığını MHP Lideri Sayın #DevletBahçeli Beyefendinin 22 Ekim 2024’de tarihe kazınan çağrısı ile vaktin tamam olduğu açıklamalarını ifade etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı #RecepTayyipErdoğan’ın 20. Yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti Milletinin ayağına takılan terör prangasını kırıp atacaklarını ifade etmiştir. 26 Kasım’da da Milli Savunma Bakanımız kilidin işlevinin gerçekleştiği ifade etmiş ve Irak üzerinden Suriye’ye geçişin olmadığını belirtmiştir. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ın 22 Ekim öncesi ve sonrası tüm çağrıları dinlenmemiş ve yaşanan sürecin bu aşamasında Esad bırakarak kaçmıştır. Sosyal medyadan tüm dünyanın gözleri önüne onlarca lüks Porşe, Lombardini vb. otomobiller ve lüks içinde yaşayan diktatörün yönetimindeki sis perdelerinin yavaş yavaş kalkmaya başlamasındaki görüntülerden biride Filistin’e destek oluyoruz söylemlerinin çürüdüğü Kassa Mücahitleri ve Liderini, yaklaşık 630 Filistinliyi mahkum edip içeri atmış oldukları ile görülmüştür. … dolayısıyla PKK terör örgütü hariç herkesin hedefinde Esad vardı, Esad’a karşı sahadaki tüm güçler bir araya gelmiş ve artık Esad bölgeden gitmiştir. Suriye’ye baktığımızda tüm dünya şaşırmış durumda, çünkü Esad milyonlarca insanı mülteci haline getirdi ama şimdi kendisi mülteci konumuna düşmüştür. Ve muhalifler Esad’ın yakalanmasına yardımcı olana 10 milyon dolar ödül koymuşlardır. Tüm bu zulümlerin ve bilhassa Doğu Guta’da ki kimyasal konusunda yargılanacağı düşünülmektedir. Ve tamamen bıkmış olan halk Hıristiyanlar, Dürziler herkes yeni bir Suriye kurmayı hedeflemektedirler. Esad’ın başbakanı da muhalifler kimseyi dokunmayacağını ifade ettiler, ben de bu çerçevede gerekli dosyaları aktararak geçişi sağlayacağı ifadesinde bulunmuştur. Bu Şam’daki Nusayriler içinde Laskiye içinde Tarsus içinde olumlu yaklaşım olan yeni bir dönem olacağı düşünülmektedir. Ve 09 Aralık’ta geçici hükümetin Başbakanı açıklanmıştır. Bu Başbakan İdlip’de Htş’nin olduğu yerde bakanlık yapan biridir. Bu süreçte de belli anlaşma mekanizmaları devreye girecektir. Çünkü tarafların çok şey öğrendiği düşünülmektedir. Savaş heyecanının sonunda yönetimin Suriye’yi toparlama işi kolay olmayıp çok ciddi zulüm, kan davaları ve grupların kendi aralarında etkilendiği ülkeler olup ancak bu başarıdaki stratejik aklın bir planı olduğu düşünülmektedir. Ve Suriye’ye para lazım. Yeni bir inşa lazım. Suriye’ye silah lazım ve Türkiye ile savunma sanayi, …anlaşması yapacağı düşünülmektedir.

Medyada durumun kötüye gittiği sıranın İran’a geldiği ardından Türkiye’ye geçeceği vb. yorumlar bulunmaktadır… Suriye’deki bulunan sahada birçok ülke ve birbirine karşıt gruplar vardı, İran ve Rusya, Suriye’de Esad’ı koruyoruz görüntüsü ile tüm Suriye halkına bu yüzyılın en büyük zulümlerinden birini gerçekleştirdiler. Ve Türkiye’deki Milletimizin sosyolojik olarak Suriyeli mülteci problemini, uyuşturucu problemini yaşamasının başlıca nedeni İran, Rusya ve Amerika Birleşik Devletlerin oldukları bilinmektedir. Sınırımızda ise Rusya, Esad, PKK bu üçünün birlikte hareket ettikleri de bilinmektedir. Gelinen noktada Fırat’ın doğusundaki PKK’yı muhalif gruplar…

Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusunda bulunan sınır bölgelerine PKK’nın konuşlanarak Türkiye'ye tehdit etme potansiyeli ortadan kalkmak üzeredir… 08 Aralık tarihi bir gündür. Çünkü Esad’ın kaçmasının yanı sıra bir başka konuda İran’ın tüm bölgeyi ateşe atacak mezhepçilik fitnesi üzerinden silahlandırma amacının sonunun geldiği görülmüştür…

08 Aralık’ta İran, Suriye halkının yıllardır dostuyuz, Birleşmiş Milletler 2254 sayılı kararına göre Suriye’deki bir geçiş hükümetini Suriyeliler yönetsin dışardan yönetme olmasın diye üç maymunu oynayan bir ifadede bulunmuştur. Ancak herkes tarafından Türkiye’nin bir şey dayatmadığı bilinmektedir. Rusya’nın ise Esad’ın hükümeti devretme kararı alarak  Suriye’den ayrıldığına yönelik ifadeleri bulunmaktadır. Fakat bu 2254 Birleşmiş Milletler kararı alındığında da uygulatmayanlardan birincisinin İran ikincisinin Rusya olduğu bilinmekte olup rollerinin değişmesi nedeninin Doha Toplantısı olduğu düşünülmektedir…

İran ile İsrail arasında gerçekleştirilmek istenen projeye hizmet eden yalancıktan bir kavganın provalarını, dünyanın gözü önünde bölge insanlarına acı çektire çektire gerçekleştirmişlerdir. Özgürlük hak hukuk iddia ederek Ortadoğu’ya bir terazi koydular bir kefesinde İran bir kefesinde İsrail… güya denge sağlayacaklardı ancak İsrail tarihi bir hata ile mi? isteyerek mi? Hizbullah ve İran ile kapıştı dolayısı ile İran’ın olduğu kefe indi dibe, İsrail kaldı havada… İsrail’e güvenliğinin tehdit edildiği, Ortadoğu’da barbarlarla savaştığı adı ile sürekli silah, para vb. dopinkler ardı ardına yapılarak yalancı kavgalarının provasını yapmışlardır. Avrupa Birliği, Fransa, İngiltere, Rusya, ABD hepsinin PKK ve İran ile işbirliğinde oldukları bilinmektedir… bu zamana değin Türkiye’nin uyuşturucu problemlerinin yoğun olmasının nedeni Suriye ve İran’ın bu problemlerin oluşmasına çanak tutmasıdır. İran’ın Irak’taki gücünün kırılması, Arap Şiilerini Pers İmparatorluğu kurma hülyası… Tahran’da İsmail Haniye suikastı, Hizbullah’a Devrim Muhafızları tarafından verilen telsizlerin patlatılması ile Araplar bunların direniş gücü adı altında oluşturulan kalkanlarına şaşkınlık içinde kalmışlar ve kimsede yardıma gitmemiştir.

Esad düşmeden önce medyadaki kaynaklara göre Trump’ın ekibini, Joe Biden’ı, İsrail’i aramış, Rusya’dan İran’dan destek istemiş ancak destek veren olmamıştır. Ve Ortadoğu’da 20. Yüzyıl dengesi bitmiş, İran’da kendi içine kapanarak içeride gerçek bir kavga ve 21. Yüzyıl mücadelesi ile uğraşacaktır. Çünkü devrim muhafızları İran’ın Şii Mezhepçiliği adı altında Pers yayılmacılığı yaparken, paraları Irak’a harcayarak Amerikalılar ile beraber Saddam Hüseyin’i düşürmüşlerdir. Ve şimdi kontrolleri yoktur. Suriye’de de Esad’ı ayakta tutmalarının amacı kendi Pers menfaatlerini korumak için çok para harcadılar, şimdi yoktur. Lübnan’da şimdi yoktur. Afganistan’ın Sünniliği nedeni ile Amerikalılar ile beraber Afganistan’a gittiler ama şimdi yoklar ve orada da Taliban vardır. Yarın bir gün Pakistan’da da Yemen’de de olmayacakları düşünülmektedir. Ve 08 Aralık bu bölge için tarihi bir gündür.

Üstten bakıldığında ve Fransa üstünden okunduğunda 19. Yüzyılda başlayan 20. Yüzyılda tüm Afrika’yı sömürgeleştiren bir akıl vardır. Ve bir Fransız CFA frangı kurarak 14 tane devletin geliri Fransız Merkez bankasına yatırtılmıştır. Fransız şirketleri oradan kredi çekerken %1 faiz ile Afrika ülkeleri ise kendi paralarından kredi alırken çok yüksek %7, 8,9 faiz ödemişler ve çöküş gerçekleşmiştir.  Ve Fransa’nın savunma sanayindeki askeri gücü tek tek ülkelerden geri çıkartılmıştır. Fransa’nın arta kalanı Esad, Lübnan, İran olup bu şartların getirdiği esinti ile de Humeyni gelmiştir. Ve Humeyni’den önce Ortadoğu’daki problem İsrail Arap problemi olup Humeyni gelince ise İran Arap problemine dönüştürerek İsrail aradan çıkarılarak normalleştirilmiştir. Artık bölgedeki oyun kuran bu akıl Afrika’dan da bu bölgeden de dışlanmaktadır.

İsrail, Golan Tepelerindeki tampon bölgeye Esad döneminde niçin Askeri sığınak yapmayarak şimdi yapmıştır. Çünkü sürecin sonunda kendisi için risk vardır. Ve İsrail’in bu içerdeki dengesi ile Netenyahu Hükümeti ateşkes durdurduğunda düşecektir. Artık İsrail halkı sirenler her çaldığında aşağı inip yukarı çıkmaktan panik ve korku içindedirler. Ve gelinen bu noktada İsrail halkının kaçmaması için toparlamak isteyecekleri ve 6 ay önce yapılan bir ankette de %25 İsraillinin terk edeceği ortaya çıkmıştır.

Sıranın Türkiye’ye geleceğine yönelik İran uydurmaları mümkün değildir. Çünkü İran Devrim Muhafızlarının adayı %21 oy almış ve halkın %60 seçim sandığına gitmemiştir. Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan Türk kökenli, Ali Hameney’de Türk kökenli olup son dönemde İran ordusu, Devrim muhafızları ve siyaset arasında çok ciddi ayrılık vardır. Halkın %60’şının sandığa gitmediği bir ülkede… her an iç kargaşa başlayacaktır. Şu an herkes kendi ülkesini toplama derdine düşmüştür. Bırakın gelip Türkiye’den toprak almayı kendi birliklerini korurlarsa 21. Yüzyılının tiren’ini kaçırmamanın derdine düşeceklerdir.

Şuan ABD’nin önceliğinin başka olduğu düşünülmektedir. Çünkü Trump’ın etkisinde olan Siyonistlerin her şeyi kontrol edebilecek güçte değildir. Afganistan’da dayanamadılar. İlerleyen zamanlarda da Suriyeliler, Muhalifler bölgeyi sömüren PKK’yı çık buradan diyecektir. Bölgedeki Kürtlerin ve Aşiretlerin PKK ile işi olmayıp kendilerinin derdinde olduğu bilinmektedir. Tüm bu vb. sebeplerden ötürü MHP Lideri Sayın Devlet BAHÇELİ beyefendinin gösterdiği hedef Türk-Kürt kardeşliğine sahip çıkarak PKK’yı bırakıp Türkiye partisi olma üzerinedir. Ruslar nasıl Esad’ı satmak zorunda kaldı ise Amerikalılar da PKK’yı satacaktır. Nedeni ise savunma sanayi alanında çok güçlü bir Türkiye vardır. Sonsuzluk içindeki ruhuyla ilham kaynağı olan Başbuğumuz Alparslan TÜRKEŞ’in kıvılcımını harladığı Türk Devletler Teşkilatının kuruluyor olmasıdır. Esad’ın olmadığı bir Suriye’nin olmasıdır.  Bu noktada İran’ında mecburen daha insancıl uluslararası hukuka saygılı bölge insanları ile bir araya gelmeliyiz, Birleşmiş Milletlere saygılıyız vb. açıklamalar yapacaktır. Savunma sanayide güçlü olan kuralları koyacaktır. Ve dolayısı ile İsrail’in de sınırları çizilecektir. Çünkü çok kutuplu dünyada herkes farklı ülkelerle işbirliği içinde olup bu işbirlikleri daha da ilerleyecektir. Türkiye’nin de dışarıdaki bu stratejik akılda olduğu gibi içerideki reorganizasyon ile İran üzerinden yayılan uyuşturucu, insan kaçakçılığı vb. problemlerin tamamını çözerek ülkemizin önünü tamamen açacaktır. İran’ın Türkiye’de Sola para yatırdığı bilinmektedir. Ve artık İran’ın Türk Devleti ile daha iyi ilişkiler kurmak zorundadır. Suriye’deki inşa sürecine yatırım için Çin, Japonlar, Güney Kore, Avrupa, Amerikalılar herkes gelecek ve bir konsensüs olacaktır. Ve Suriye’nin komşusu Türkiye’dir. Dolayısı ile silahı da Türkiye’dir. PKK gibi batının emrinde kafasını çıkartacak olanın kafasını ezecek olan da Türkiye’dir. #Putin’in beyni olarak lanse edilen #AleksandrDugin Türkiye’nin sonu geldiğini bundan sonra tövbe edeceksiniz diye yazmış, Dugin önce ayılsın sonra Türkiye’de tövbeye beklenmektedir.  Bölgeden geçecek olan kalkınma yolu projesi Türkler, Avrupalılar, Iraklılar, Çinliler için çok önemlidir.

Geçmişte Fetö maşalarını da Türkiye üzerinde vaad edilmiş topraklar ve Mesih sevdası emellerine ulaşmak için kullanmışlardır. Şimdi bu neyin kafasıdır. BU TOPRAKLARI 21. YÜZYILDA ELE GEÇİRECEKLER DE… GİDİP BÜYÜK MAŞA AMERİKA’NIN CİNSİYETSİZLEŞTİRME PROJESİ İLE NAM SALMIŞ DEMOKRATLARIN EFENDİLERİNDEN HANGİ CİNSİYETİM İLE NEREDE, NE ZAMAN HANGİ İNANÇ İLE NASIL ULUYACAĞIMI MI SORARAK VE İRADESİZ BİR BEKLENEN düşlerinden uyanmalarının zamanı çoktan gelmiştir. Sevgili Kürt kardeşlerim mevzu derin gelin tarihimiz HAM, SAM, YAFES’den süre gelen KÜRT-TÜRK kardeşliğimizi TÜM İNSANLIK, SONSUZLUK ADINA VE ÜZERİNE BİR VE BİRLİKTE OLARAK TÜRKİYE OLALIM. Sadece 10. Aralık değil her günümüz İNSAN HAKLARI GÜNÜMÜZ OLSUN.