Günümüz dijital dünyasında, mekan ve zaman algısı önemli değişimlere uğramaktadır. İnsanların ve bazı hayvanların yerleşim alanları, sosyal etkileşimleri evrilerek, teknolojinin etkisiyle yeniden şekilleneceğinin sinyalleri…
Yine günlerden bir gün elimde kadastro merceği ada parsel numaralarını okumaya çalışırken gözüme birden bire önceki ikametgahlarımdan biri Aydın Kent Sitesinin bahçesine yerleşen KEDİYİ görüyorum ama başka bir yerdeydi ve gözlerinden pırıl pırıl pırıl ışık saçarak bana doğru yaklaştı, ilginç bir şekilde benimle konuşmaya başladı. Çok zamandır görmüyordum ve nerede yaşadığını sorunca, kuyruğunu kıvrım kıvrım döndürerek tüm arkadaşlarımla beraber çalışıyoruz dedi.
Hayretler içinde merceği iyice yaklaştırarak nasıl yani diye sordum; istersen gösterebilirim dedi ve mercek elimde onu takip etmeye başladım, baktım ki bir Şehir Hastanesinin yanına gelmişiz ve hemen yanında da hayvanlar, patili canlar için merkezler yapılmış, İşte buradayız artık dedi. Nasıl bir yer diye iyice merceği yaklaştırdım odaların birine, uydu bağlantılı bir çok tv. ler ve bu tv.lerin karşısına hayvanlar geçmiş seyrediyorlar.
Neler izliyorlar acaba diye merakla baktım bazıları dünyadaki savaş bölgelerini, bazıları ameliyathaneleri, bazıları hasta odalarını, yoğun bakımlarını, acilleri gruplar halinde izliyorlar tam bu sırada bir ambulans geldi, ambulans dan bir yaralı, bir cenaze ve sağlıkçılarla beraber bir hayvan da indi. Bu hayvan merkezdeki başka oda da ki ekranların başına giderken bende takip ettim. Hayvan pufların birine kurulmuş patileri göbeğinde tv. leri izliyor, ekranlara dikkat ettim bilim ve teknoloji ile ilgili üretim merkezlerinde ki üretim yapanları izliyor tam bu anda hayvan ekranlardan birinin önüne mırıldayarak gitti ve belirli bir süre oyalandıktan sonra normal bir hale bürünerek dinlenme alanlarındaki diğer hayvanların yanına gidip o da dinlenmeye başladı.
Başımı sağa çevirdiğimde o da ne bir yılan yarım gövdesi ile duruyor. Sana ne oldu böyle diye sordum? Ben dedi senin un çuvalının üzerine çıkan civcivinin poposundan ısırdım ve yutacaktım annen beni gördü ve bırakmam için üzerime su döktü ben yine de yutacaktım, annen de beni kürekle vurarak gövdemi ikiye ayırdı ve böyle oldum dedi. Peki civcive ne oldu diye sordum? Annen diş ısırıklarıma zeytin yağı sürerek onu iyileştirdi, bende artık buradayım dedi.
Gözleri pırıl pırıl Aydın Kent Sitesinden tanıdığım patili dostuma tekrardan sordum hep burada mı yaşıyorsun diye. Çoğunluk buradayım arada mezarlıklarda ki hayvan merkezlerini de ziyaret ediyoruz, orada da benzeri çalışmalar yapıyoruz dedi. Mutlu musun diye sordum? Hem de nasıl dedi, bir de tatil günlerimizde bizleri gezdirmek isteyen insan dostlarımızla gezintiye çıkınca değmeyin keyfimize dedi.
Ben ben nasıl mıyım elimde ki mercekle pafta, adalar derken haritalar üzerinde HEM AĞLAYARAK HEM GÜLEREK ilerlerken, gözlerimi açıp baktığım da etraf AYDINLANMAYA başlamıştı…