Geçtiğimiz günlerde Amerika Birleşik Devletleri Başkanı seçilen #Trump’ın yaptığı eylemler, tüm dünyayı ilgilendirmesinin yanı sıra #Türkiye’yi de ilgilendirmektedir. Savaşın jeopolitik askeri alandan ekonomik alana doğru (Trump’ın 1. Döneminde başlattığı) yönelme sinyallerini Meksika ve Kanada’yı %25, Çin’e de %10 ekstradan vergi koyacağı hususunda Trump’ın ifade de bulunması ile görünür olmaya başlamıştır. Çünkü uyuşturucu ticaretinin kimyasalını Çin’in verdiğini, göçmeni ve uyuşturucuyu Meksika ve Kanada’nın sınırdan sokuyor diye ifadede bulunmaktadır. Ancak yeni attığı X paylaşımında da Meksika devlet başkanının kendisini arayarak durumu çözdüklerini bildirmiştir. Meksika ve Kanada’nın telaşı doğaldır. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Meksika arasındaki yıllık ticaret hacmi 2,5 tirilyon dolardır. Bunun yanında da Avrupa’ya yönelik baskının yanı sıra Trump’ın daha çok Rusya ve İran’la ekonomik savaşı maksimum seviyede başlatacağı öngörülmektedir.

Batıdaki haber kaynaklarında Rusların hayalet tankerler filosu Ege denizinde başka bayraklı tankerlere boşaltımı ile legalleştirip sistemini yürüttüğüne yönelik bilgiler yer almaktadır. Trump’ın da Çin limanlarına ve bu tankerlere ciddi anlamda markaja alacağı düşünülmektedir. Amerika Birleşik Devletleri 79, İngiltere 39, Avrupa Birliği 19 tankeri yaptırım listesine almış olup daha da artacağı öngörülmektedir. Rusya Merkez Bankası da Ruble’nin değer kaybetmesinden ötürü yılsonuna kadar döviz almayacaklarını bildirmiş olup bunun gündemdeki sahte dolarlarla ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Ve böylece #Putin’nin masaya elini daha da güçlü girmek istediği görülmektedir. #JoeBiden ekibi Rusya’ya karşı Ukrayna’ya uzun menzilli füze vermiştir. Ancak bir nükleer gücün füzeyle tehdit edilmesi mantık dışı olup ekonomik olarak daha bir uzun süre durdurmanın mümkün olmasının ve riskin yanı sırada fırsatların olduğunu göstermektedir.

Geçtiğimiz günlerde de Amerika Birleşik Devletleri Gazprombank’ı yaptırımda bulunmuş ve bu da bizi etkilemektedir. Çünkü biz doğal gazımızın %40’nın ödemelerini bu kanaldan yapıyor olmamız ve kışın yaklaşması ile bir hayli etkileyecek olan bu ekonomik savaşın tripleri nedeniyle #Türkiye’ye yaptırım yapılmasa da hesaplarına ona göre yapan sektörlerde dolayısıyla etkilenecektir. Joe Biden ve Avrupa’nın, Rusya’ya yapamadığını Trump’ın ekonomik olarak yapacağının öngörüsü Gazprom hamlesi ve Ruble’nin değerini düşürmesi ile gerçekleşmiştir. Trump’ın yönetim aklının işleyişi Joe Biden dan farklı olduğu görülmektedir. Amerika Birleşik Devletleri doların,  swift’in etkin olduğu Rusya ile iş yapan ülkeleri bir bir listeleyip hızla bunların üzerine gideceği düşünülmektedir. Ve Türkiye’de bu ülkelerden biri olup devlet yöneticilerimizin gereken önlemleri ustaca alacağı hissedilmektedir.

Ekonomik savaşın başka bir yönü de gündemdeki dolar mevzusudur. İnsanların elindeki beyaz 50 ve 100 dolarlarını banka ve döviz bürolarının almadıkları bilinmektedir. Hatta bazılarının mavi bandröllü dolarları da almadıkları duyulmuştur. Dövizcilerdeki önceki ve yeni makinaları da atlatan bu dolarlar için yeniden bir daha güncelleme talep edilmiş olup piyasada böyle 600 milyon doların dolaştığı ifade edilmektedir. Bu durum sadece Türkiye’de olmayıp Kanada’da da geçen Mart ve Eylül’de de 50 dolarlarla benzer durumlar birçok ülkede yaşanmıştır. Süreçteki bu durum hem ekonomik savaşın göstergelerinden biri hem İnterpol Başkanının dediği gibi suçun küreselleşmesinden biridir. Ve birçok küçük devlet finansal açıdan güçlü noktaya gelmektedir. Görünen o ki teknolojiyi her şeyin kopyasını yapabilmede de kullanarak Merkez Bankalarının bastığı kağıt paralara yapılan bir operasyon mu şüphelerini doğurmaktadır. Burada nakitsiz toplum sürecini mi hızlandırıyorlar ya da Trump’ın dolarlı yaptırımına karşı hareket mi ve bu karşı hareket hilesinin arkasında Asya kaynaklı bir istihbarat mı var diye düşündürmektedir. Ve bununla beraber altına rağbet kaymaya başlamıştır. Hiçbir devlet de yastık altında dolar tutulmasını istememektedir. Bu durumda da vatandaşın altına, kripto paralara ve gayrimenkule yatırım yapacağı düşünülmektedir. Yaşanan bu ekonomik savaş durumunda bunu gerek uluslararası hilebaz mafya tek yapsın gerek bir istihbaratla yapsın tüm kağıt para birimlerini kapsayan bu duruma teknoloji müsaittir.

Yüce Devletimiz, Milletimiz için ucu teknolojiye dayanan gerekli satranç hamlelerini yapmaktadır. Baktığımızda 10 yıl öncesinin dünyası yoktur. Ve şu an 21. Yüzyılı hareketliliğinin temellerinin atıldığı sürecin 8, 10 yılda tamamlanacağı varsayılmaktadır. Dijital Jeopolitikte de sanal Jeopolitik bir kavram oluşmakta olup dünya yeniden bölüşülmektedir. Türkiye’nin kendi içindeki problemleri çözme noktasında #Cumhurİttifakı öncülüğünde Sayın #Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN denetim vb. adımları dijitalle kolaylaştırarak güzel adımlar Milletimizin ve Devletimizin lehine atılmaya başlanmış olup daha da devam edeceği düşünülmektedir. Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafi konumu hem büyük risk içinde hem de büyük avantaj içinde bulunmakta olup önümüzdeki Trump döneminde bir inşaa süreci başlayarak Suriye’de ki anlaşmanın gerçekleşmesinde Türkiye, Türk Devletleri Teşkilatı ve savunma sanayindeki hızlı yükselişinin güçlülüğünün yanı sıra içeriye de odaklandığı görülmektedir. Bu odaklanmalardan Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarının refahı ve geleceği için MHP Lideri Sayın #DevletBahçeli Beyefendinin Dem partisine, terörist başına yönelik terörün bitmesi noktasında ki oldukça mühim çağrısıdır. Ve 21. Yüzyıl dünyasının yeni bir güç dengesinin çıkma arifesinde Türkiye, doğu ve batı arasında kritik konumda olup ben bağımsızım demektedir. Türkiye’nin büyük problemlerinin esas kaynağı 40 yıldan fazla zamandır bölgemizde uğraş verdiğimiz PKK terör örgütüdür. Ve bunlar görünürde PKK terörist başına (Öcalan) bağlı olduklarını DEM ifade etmektedirler. Kandildekilerde terörist başına bağlı olduklarını bildiriyorlar lakin devletimizde gayet iyi bilmektedir ki başka mekanizmalar vardır… bu konu yukarıdan bakıldığında iç siyaseti de aşan bir konudur.  Ve Zengezur Koridoru, Ermenistan Azerbaycan anlaşması gündemde olup Asya’dan Avrupa’ya giden en kısa Kalkınma Yolu Projesi Irak Basra’dan gelerek Mersin Limanına gitmektedir. Bu yolun yatırımcıları da hemen hemen dünyanın bir çok ülkesi bu işin içinde olup yol üzerindeki PKK da bölgeden temizlenecektir.

Artık Trump koltuğuna oturmak üzere olup Trump geçmiş döneminde bu bölgedeki askerlerini çekeceğini söylemişti ancak o zaman çekememiştir. Şimdi ise Trump’ın burada bir anlaşma arayacağı düşünülmektedir. Çünkü Trump’ın derdi savaş olmayıp bir an önce Lokal Amerika’yı ilgilendiren problemleri çözüp işimize bakacağız tavrı bilinmektedir.  Çin’e markaja alacağı ve Türkiye’ye de bu noktada ciddi ekonomik yaptırımlarla gelebileceği ancak yaptırıma karşı daha fazla kazandırırsa da yaptırımı çeken pratik biri olduğu düşünülmektedir. … Çok kutuplu dünyada büyük kutup olarak kalacağı düşünülen Amerika’da Trump dünya Jandarması olmak istemiyoruz diye bölgeden askerini çekerse bu coğrafyada asayişi kim sağlar diye düşünüldüğünde Savunma Sanayide güçlü olan Türkler, Türk Devletler Teşkilatının kuruluyor olması ve ekonomik entegrasyonlar durumunda Türklere yatırım yapmak cazip gelmektedir. Ve uluslararası alanda iki tane proje olup biri vererek alıp Türkiye’yi parçalama diğeri verelim Türkiye ile işbirliğine gidelim üzerinedir. Bir de Yüce TÜRK DEVLETİMİZİN MİLLETİMİZLE birlikte kendi stratejisi olup teröristi göz açtırmamada kendine güvenin mevcudiyetinin yanında teknolojik kalkınmaya odaklı olarak kendisine güvenmektedir.

Yazan: Uzm. Sosyolog, Felsefeci Ayşe Sıddıka SARUHAN TÜRKYILMAZ