Alanya Belediyesi'ne yönelik devasa e-haciz işlemi, şehrin ekonomik durumunu derinden sarsan bir gelişme olarak karşımıza çıktı. Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, bu borçların büyük kısmının önceki yönetimlerden miras kaldığını belirterek, "Bu çocuk bizden değil, yani bu borç bizden değil," sözleriyle bu duruma olan tepkisini dile getirdi.
Borçlar, belediyelerin işleyişinde bir kambur haline gelebiliyor. Özellikle geçmiş dönemlerden kalan borç yükleri, mevcut yönetimlerin elini kolunu bağlayabiliyor. Başkan Özçelik’in, toplamda 4 milyar TL’yi bulan borç yükünün büyük bir kısmının geçmişten devralındığını belirtmesi, sadece Alanya Belediyesi'nin değil, birçok belediyenin de benzer sorunlarla karşı karşıya olduğunun bir göstergesi.
Bu borçlar, belediyenin hizmet sunumunu sekteye uğratmamalıdır. Ancak, mali yapıdaki bu tür sıkıntılar, halkın hizmetlere erişimini zorlaştırabilir. Alanya'da yaşanan bu olay, sadece yerel yönetimlerin değil, merkezi idarenin de bu konuda dikkatli ve duyarlı olması gerektiğini gözler önüne seriyor.
Ak Parti Alanya Belediye Meclis Üyesi Alper Birer’in açıklamaları, bu tür borç krizlerinin belediyeler için yeni olmadığını, ancak ekonomik şartların değiştiğini vurguluyor. Birer, “Bu borcun altından kalkacağız,” derken, geçmişte olduğu gibi yine bir çıkış yolu bulunacağına dair umut veriyor. Ancak bu tür krizler, belediyelerin uzun vadeli planlarını aksatabileceği gibi, yeni yatırımların da önünü kesebilir.
Öte yandan CHP'li Haydar Uyar’ın mali baskılara yönelik eleştirileri, yerel yönetimlerle merkezi idare arasındaki ilişkilere dair önemli soruları gündeme getiriyor. Belediyelerin mali bağımsızlığı, yerel hizmetlerin sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir. Uyar’ın dile getirdiği gibi, belediyelerin mali sıkıntıları, sadece o belediyenin değil, o bölgedeki halkın da yaşam kalitesini doğrudan etkileyebilir.
Belediyeler, halka en yakın yönetim birimleridir. Halkın günlük ihtiyaçlarını karşılamak, şehirlerin altyapısını güçlendirmek ve yaşam kalitesini artırmak gibi önemli sorumlulukları vardır. Ancak bu sorumlulukların yerine getirilebilmesi için mali açıdan güçlü olmaları şarttır. Geçmişin yüküyle mücadele eden bir belediyenin, geleceğe dair umut vaat etmesi zor olabilir.
Sonuç olarak, yerel yönetimlerin mali yapısını güçlendirmek için merkezi idarenin destekleyici bir tutum sergilemesi gerekmektedir. Alanya örneğinde olduğu gibi, geçmişin borçları bugünün belediye yönetimlerini zor durumda bırakmamalıdır. Yerel yönetimler, sadece borç yüküyle değil, halkın beklentilerini karşılamak için de mücadele etmek zorundadır. Bu mücadelede, merkezi idarenin de üzerine düşeni yapması, daha güçlü ve sürdürülebilir bir yerel yönetim yapısının oluşmasına katkı sağlayacaktır.