Son dönemde Alanya’da yaşanan ekonomik krizin derinleştiğine hepimiz tanık oluyoruz. İş dünyasında yankı bulan bu kriz, sadece rakamlar ve ekonomik göstergelerle değil, aynı zamanda insanların günlük yaşamlarına da sert darbeler vuruyor. Öyle ki, Alanya’nın tanınmış avukatlarından biri, “Sekiz yılda almadığım kadar çek davasını bir ayda aldım” diyerek durumun vehametini ortaya koyuyor.

Alanya’daki karşılıksız çek davalarındaki artış, krizin ticari hayat üzerindeki yıkıcı etkilerinden sadece biri. Ticaretin bel kemiği olan güven, ne yazık ki yerle bir olmuş durumda. İş insanları, alacaklarını tahsil edemediklerinde çaresizce hukuk yollarına başvurmak zorunda kalıyor. Avukatların iş yükünün katlanarak artması, piyasalarda yaşanan güven bunalımının ne kadar derin olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Ekonomik kriz, Alanya’daki iş insanlarını tedirgin ediyor ve bu tedirginliği sadece bizler değil, şehrin önde gelen isimleri de paylaşıyor. Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) Başkanı Eray Erdem, geçtiğimiz meclis toplantısında yaptığı konuşmada, “Alanya önümüzdeki yıl çok kötü olacak. Herkes planlı programlı gitsin” diyerek iş dünyasına sert bir uyarıda bulundu. Bu uyarının altında yatan gerçek, Alanya’nın giderek derinleşen bir ekonomik bataklığa sürüklendiğidir.

Bu durumun turizm sektörü üzerindeki yansımaları ise apayrı bir endişe kaynağı. Alanya, geçmiş yıllarda turizmde altın dönemler yaşarken, bu yıl turistlerin büyük kısmı otellerinden dışarı çıkmıyor. Esnaf, turistlerin caddelere çıkmadığı bir sezonda ayakta kalmaya çalışıyor, ama nasıl? Çıkış yolunu göremeyen esnaf, iflas bayrağını çekmek üzere. Alanya ve Çevresi Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Ali Akkaya’nın dediği gibi, kooperatiflerde para var ama esnaf kredi çekmiyor. Neden? Çünkü kimse geleceğe güvenmiyor. Kredi çekmek yerine, mevcut sermayeyi bankada tutarak faiz geliri elde etmek daha güvenli bir yol gibi görünüyor.

Bu durumu sadece bir ekonomik kriz olarak görmek yetersiz olur. Bu, aynı zamanda bir güven krizidir. İş dünyası ve esnaf, geleceğe dair umutlarını kaybetmiş durumda. ALTSO Başkanı Eray Erdem’in dediği gibi, önümüzdeki yıl çok zorlu geçecek. Bu zorlu dönemi atlatmak için planlı hareket etmek ve geleceğe hazırlıklı olmak zorundayız.

Alanya’da yaşanan bu sessiz çığlık, aslında tüm Türkiye’de derinleşen bir sorunun yansımasıdır. Ekonomik kriz, sadece parayla ilgili değildir; aynı zamanda toplumsal bir krizdir. İnsanların gelecek kaygısı, güven bunalımı ve belirsizlikler, toplumun her kesiminde hissedilmektedir.

Sonuç olarak, Alanya’nın bu zor günlerinde, toplumsal dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Birbirimize destek olmalı, krizin etkilerini hafifletmek için birlikte çalışmalıyız. Ekonomik krizler gelir ve geçer, ama toplumun dayanışması kalıcıdır. Alanya, bu zor dönemi atlatacak güçtedir, yeter ki birlik olalım ve geleceğe umutla bakalım