Alanyaspor, Süper Lig’in 30. haftasında kendi evinde Bodrum FK’ya 1-0 yenilerek üst üste beşinci mağlubiyetini aldı. Üstelik bu maçın önemi sadece üç puan değil, psikolojik olarak da yıkım niteliğinde. Çünkü rakibin doğrudan küme düşme hattındaki bir rakibin… Böyle bir karşılaşmayı kaybediyorsan, ligin sonuna doğru işlerin ne kadar zorlaşacağına dair güçlü bir işaret almışsın demektir.

Bodrum FK, Fenerbahçe karşısında sahada yok gibiydi. Ama Alanyaspor karşısında sanki sezonun finalini oynuyordu. Neden? Çünkü biz sahaya ruhsuz, dağınık, ne oynadığı belli olmayan bir takımla çıktık. Teknik direktör Joao Pereira, geldiğinden bu yana iki maçta da puan alamadı. Galibiyet umudu yaratmayan bu futbol, camiayı da umutsuzluğa itiyor. 2-1 Antalyaspor, 0-1 Bodrum FK… Bir takım bu kadar mı kırılgan olur?

Alanyaspor son 8 maçta 7 mağlubiyet aldı. Bu tablo rastlantı değil. Sezon boyunca yapılan isabetsiz transferler, hoca değişiklikleri ve yönetim zaafları bizi bu noktaya getirdi. Bu tablo, bir sezonda 3 hoca değiştirmenin ve günü kurtarma zihniyetinin kaçınılmaz sonucudur.

Taraftar artık sabrının sonuna geldi. Tribünlerde homurtular değil, artık net tepkiler yükseliyor. Çünkü bu takımın DNA’sında mücadele var, teslimiyet yok. Ama sahada izlediğimiz Alanyaspor, geçmiş yılların savaşçı takımını hatırlatmıyor. Ne takımda ruh var, ne kulübede çözüm.

Ligde kalmak hâlâ mümkün. Son 7 haftada alınacak puanlar belirleyici olacak. Ama bunun için artık uyanmak gerekiyor. Yöneticisinden teknik heyetine, futbolcusundan taraftarına kadar herkesin elini taşın altına koyması şart. Aksi takdirde önümüzdeki sezon Trendyol 1. Lig fikstürünü incelerken buluruz kendimizi.

Bu takım bu şehre umut olmuştu, şimdi aynı umutların göz göre göre tükenişini izliyoruz.

Daha hiçbir şey bitmedi… Ama böyle giderse bitecek.