Alanya’da yaşanan son olay, aslında hepimizin durup düşünmesi gereken bir gerçeği yüzümüze çarptı. 36 yıllık taksici esnafının yaya geçidinde kural ihlali yapması ve ardından gelen açıklamalar, meselenin sadece bir trafik cezasıyla sınırlı olmadığını gösterdi. Olayın perde arkasında demans teşhisi konulmuş bir şoförün varlığı ortaya çıkınca işin boyutu tamamen değişti.
Evet, 36 yıllık emeğin, onca yılın birikmiş anılarının ve meslek onurunun elbette bir değeri var. Ancak direksiyon başına geçen bir insan, sadece kendi hayatından değil, trafikteki herkesin hayatından sorumlu olduğunu unutmamalı. Demans gibi bilinç kaybına yol açan bir rahatsızlığı olan bir kişinin trafiğe çıkması, hem kendi canını tehlikeye atıyor hem de masum insanların yaşamını riske sokuyor. Ne kadar “iyi bir insan” olduğu değil, ne kadar “güvenli bir sürücü” olduğu önemlidir.
Alanya Şoförler Odası Başkanı Ali Akkaya’nın açıklaması ise bu noktada daha da düşündürücü oldu. Başkan, taksici esnafının rahatsızlığını dile getirip onun düzgün bir insan olduğunu savundu. Ancak iyi insan olmak, direksiyon başında yeterli bir kriter değildir. Trafik; vicdanla değil, dikkatle, refleksle ve tam konsantrasyonla yönetilir. Demans gibi ağır bir rahatsızlıkla mücadele eden birine ‘yılların emeği var’ diyerek direksiyonda kalmasına göz yummak, başkalarının hayatını tehlikeye atmak demektir. Adamın özrü kabahatinden büyük!
Her meslek grubu dayanışma içinde olmalı, esnafına sahip çıkmalı elbette. Ama bu sahip çıkma, yanlış olanı doğru gibi göstermekle değil, o kişinin ve toplumun güvenliğini sağlamakla olmalı. Esnafımıza destek verelim ama bu desteği, daha güvenli ve sağlıklı koşullarda mesleğini sürdürebilmesi için verelim. Şoförlük, hele ki taksicilik, direksiyon başında saniyelik kararların hayati sonuçlar doğurabildiği bir meslek. “36 yıllık emek” diyerek, bir insanın sağlığının göz ardı edilmesi ve başkalarının hayatının riske atılması kabul edilemez.
Sonuç olarak, direksiyon bir emanet değil, ağır bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu taşıyamayacak durumda olan bir kişinin trafiğe çıkmasına göz yummak, affedilemez bir hata olur. Başkan Akkaya’nın niyeti esnafını korumak olabilir ama bu tür olaylar karşısında gerçek çözüm, esnafı değil toplumu korumakla başlar. Çünkü bir kişinin bile canı, hiçbir açıklamayla geri getirilemez.
Herkesin sağlığına kavuşmasını dilerken, sorumluluğu olan herkesin de görevini layıkıyla yerine getirmesi gerektiğini hatırlatmak isterim. Hastalık Allah’tan gelir, kimseye vermesin elbette. Ama bu, direksiyon başında can güvenliğini hiçe saymanın mazereti olamaz.