Sırt sırta yapılan evlerin oluşturduğu bir sokakta adımlamak keyif verir. Doğduğu, büyüdüğü bu sokaklar kendi kuralları ve gerçekliklerini de küçük yaşlardan itibaren öğretir. Sınır boyunca uzanan bu evler, onu ziyaret etmek isteyen misafirlerine çok fazla fırsat sunmuyor âdeta Buradan bir ''giriş'' bir de ''çıkış'' var,diye sesleniyordu.

En büyük keyfi top oynamak olan çocuklar ise en güzel paslaşmanın duvarla yapılabileceğini, fiziğin etki - tepki kanununu bu sokaklarda öğreniyor. Tabii ki harp talimi ön alıştırması diyebileceğimiz savaş oyunları. İşte burada duvardan başka kimseye sırtını yaslamamayı , sokağı çevreleyen birbirini tutan evlerin duvarlarından öğreniyor.
Bazı çocuklar sıralı evlerin duvarları arasında büyürken düşer kalkar. Sonra tekrar devam eder. Yıkmak isterse kafasıyla vura vura da olsa o duvarı yıkar.
  Asya , Avrupa ve Afrika'yı buluşturan Doğu Akdeniz'in en büyük adası Kıbrıs. Tarihsel sürecin her aşamasında Anadolu ile direk etlileşim halinde olan , anadolunun bir parçası olarak görülmüş, Türkiye Cumhuriyeti Devletine 70 km uzaklıktaki Kıbrıs. Ve tabi ki etrafında keşfedilen hidrokarbon rezervleri ile Kıbrıs.1570 ' te Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılan Kıbrıs 1878' e kadar Osmanlı idaresinde kaldı.
Britanya Kolonisi'ne bağlı olarak 1960'lara kadar gelen ada 1960'ta bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Türkiye , Birleşik Krallık ve Yunanistan'ın garantörlüğünde 2 tane İngiliz üssü ve 15.000 kadar İngiliz askerine de ev sahipliği yapıyordu. İngiltere hiç gitmemişti. Kıbrıs Cumhuriyetinde Rumlar ve Türkler nüfusları oranında yönetimde söz sahibi olmuşlardır. %30'u Türk , %70'i Rum.1959 Zürih ve 1960 Londra Antlaşmalarına göre belirlenen bu haklar ordu, bakanlar kurulu, ve yargıyı da kapsıyordu.
En başından itibaren Rumlar adadaki Türk nüfusu reddedip adanın tek söz sahibi oldukları iddiasındaydı. Bu iddialarını daha ileri götürerek 'Enosis' yani adanın Yunanistan'a bağlanması hayalinin gerçekleştirmek için Türklere soykırıma girişmişlerdir. EOKA  Kanlı noel ve onu izleyen saldırılarla adadaki Türk varlığı yok etmeye çalışıyordu.
Yunanistan'ın 15 Temmuz 1974'te Kıbrıs' a yaptığı müdahale 20 Temmuz 1974'te Türkiye'nin garantörlük haklarının doğmasına sebep olmuştur. Sonrasında Kıbrıs Türkleri Rauf Denktaş'ın önderliğinde 1983 yılında adanın %33 'ünü kapsayan KKTC'yi ilan etmişlerdir.
Yıllar boyu süregelen ambargolar ve adadaki Türk gerçeğinin inkârı yaşanılan acı tecrübeler maalesef dünya kamuoyu nezdinde bir önem arz etmemiş, uluslararası hukuk ve vicdan 3 maymunu oynamıştır. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Cenevre' de Birleşmiş Milletlere kalıcı çözüm için 6 maddeden oluşan bir öneri sundu.
Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar'ın eşit uluslararası statüye sahip olmasını amaçlayan öneri adadaki huzurun temini için ''Türk'' tarafından karşıya sunulan bir şans olarak değerlendirilmelidir.
 Bilindiği üzere Anadolu' da kurulan son Türk Devleti'nin kuruluş felsefesi ve temelini Türk Miliyetçiliği ve Türk Kültürü oluşturmuştur. Kurucu liderimiz Atatürk'ün ölümünden sonra devletin kuruluş felsefesine karşı başlatılan kampanyalar , dış güçlere şirin gözükmek adına gayri milli faaliyetlere tanınan serbestlik ve devlet kurumlarında kendi milli manevi mirasını reddeden kadroların boy göstermesi bardağı taşıran son damla olmuştu.
Bir avuç Türk Milliyetçisi Nihal ATSIZ'ın önderliğinde Alparslan Türkeş' in de içinde olduğu 23 Türk Milliyetçisi ülkeyi felakete sürükleyecek bir gerçeği haykırdıkları için tabutluklara atılmış, işkencelerden geçirilmiştir. 3 Mayıs 1944 tarihinde görülen duruşma büyük infial yaratmış, yargılanan 23 Türk Milliyetçisi için toplanan binlerce genç, Anadolu da kurulan son Türk Devleti'nin başkentini adeta titretmişti. Atsız bu günün anılmasını unutulmamasını istemiş . Bir bayram ya da matem günü değil uyanış günü olarak adlandırmıştır.
    Duvarların sıraladığı sokakta büyüyen bu çocuklar. Kıbrısı tekrardan özgürlüğüne kavuşturan da , kurucu felsefeden uzaklaşıp vatanın geleceğini rüzgarın tayinine bırakmaya çalışanlara da engel olanlar bu çocuklar.