."Yeni nesil, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır. "
Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözlerinde bahsettiği öğretmenleri yetiştirebilmek için eğitim fakültelerinde bazı iyileştirmeler yapılmalıdır. Bunlardan bir tanesi fakülte içinde uygulama okulları açılması ve öğretmen adaylarının bu okullarda tecrübe kazanmasına imkan tanınmasıdır. Okul deneyiminin bir dönem ile sınırlı kalması mezun olan öğretmenler için maalesef ki yeterli değildir. Tüm mesleklerde olduğu gibi öğretmenlikte de tecrübe çok önemlidir. Bu nedenle tecrübelerimizi eğitim fakültelerinde bulunan uygulama okullarında kazanmak öğretmen adaylarının mezun olduktan sonra daha başarılı ve daha özgüvenli olmasını sağlayacaktır.
Örneğin, öğretmen yetiştirme sürecinde birçok örnek ders planı hazırlarız ve bunların çoğu kâğıt üstünde mükemmel planlardır. Her öğretmen adayı mezun olduktan sonra bu planları uygulayabilse eğitimde hedeflediğimiz çok şeyi başarabiliriz. Fakat maalesef ki o planlar kâğıt üstünde kalıyor.
Çünkü bunları hazırlarken tek yönlü düşünüyoruz. Oysa ders planları görev yaptığın okulun yapısından bulunduğun şehrin iklimine kadar birçok faktörden etkilenmektedir. Bu nedenle ders planı hazırlarken dikkate aldığımız öğretim programları öğretmene bu konuda esneklik sağlamalıdır. Erzurum ilinde görev yapan bir öğretmen ile Antalya ilinde görev yapan bir öğretmenin ders planlarının aynı olması beklenemez.
Ya da bir şehir okulunda görev yapan öğretmen ile köy okulunda görev yapan bir öğretmenin ders planı aynı olmamalıdır. Öğretmen adayları mezun olduğunda tüm şartları göz önünde bulundurarak ders planı hazırlamaya ve uygulamaya hazır olmalıdır. Bununla birlikte sınıf yönetimi becerisi de çok önemlidir. Bu konuda zayıf olan bir öğretmen akademik olarak ne kadar iyi olursa olsun süreç sonunda verimli olamayacaktır. Bu nedenle hem akademik anlamda hem de pedagojik anlamda yeterli olunmalıdır.
Elbette bu beceriler görev sürecinde tecrübe ile daha da gelişecektir fakat tecrübeler ne kadar erken kazanılırsa bizim için o kadar iyi olacaktır. Çünkü eğitim de artık kaybedecek 1 ders saatimiz bile yoktur.
Daha fazla kontenjan ve bölüm açmak yerine emeğimizi ve bütçemizi mevcut bölümlerimizi iyileştirmek için kullanmalıyız. Bazı üniversitelerin eğitim fakültelerinde uygulama okulları bulunmaktadır fakat bunların sayısı yeterli değildir. Bunların sayısı arttırılmalı ve her bir öğretmen adayı bu okullarda özel yetiştirilmelidir.
Örneğin her bir öğretmen adayının bahsettiğimiz ders planları bu okullarda uygulanmalı, değerlendirilmeli ve iyileştirilmelidir. Sınıf yönetimi becerisi için karşılaşabileceği senaryolar kurulmalıdır. Bunun uygulanabilmesi için ise eğitim fakültelerindeki kontenjan düşürülmeli ve puanları arttırılmalıdır. "Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir."ve bizler bu öğretmenleri yetiştirmeliyiz. 100 öğretmen mezun etmek yerine 20 öğretmen mezun edelim. Böylece hem üniversitelerdeki öğrenci ve eğitimin kalitesi artacaktır hem de sahaya çok daha nitelikli öğretmenlerimiz gönderilmiş olacaktır. Aynı zamanda öğretmenlik mesleği kaybettiği saygınlığı ve değeri de sahadaki daha özgüvenli ve daha başarılı öğretmenlerimiz ile yeniden kazanacaktır.
Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder. Baş öğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk ve tüm saygı değer meslektaşlarım öğretmenler günü kutlu olsun!