Yerel seçimler yaklaşırken, Alanya'nın sokaklarında, kafelerinde, pazar yerlerinde ve her köşesinde siyasi vaatlerin yankıları duyulmaya başladı. Adaylar, kentimizi daha yaşanabilir, kış turizminin canlanması, daha yeşil, daha modern ve daha adil bir yer haline getireceklerine dair sözler veriyorlar. Ancak bu vaatlerin gerçekleştirilmesi sürecinde, en önemli paydaşların yani bölgede yaşayan yerel halkın, sivil toplum kuruluşlarının ve uzmanların - görüş ve önerilerinin ne kadar dikkate alındığı büyük bir soru işareti.
Adayların projeleri, yerel seçim döneminde genellikle yüksek sesle yapılan vaatlerden ibaret kalıyor. Ancak, bu projelerin gerçekten bölgenin ihtiyaçlarına cevap verip vermediği, yararlanıcıların beklentilerini karşılayıp karşılamadığı konusunda ciddi şüpheler var. Kentimizin sosyal ve ekonomik yapısını, çevresel durumunu, kültürel dokusunu ve tarihsel mirasın, turizm ile tarımı göz önünde bulundurmadan yapılan her proje, potansiyel olarak zararlı sonuçlar doğurabilir.
Yerel seçimlerde adayların vaatlerini sunarken, projelerini oluştururken yerel halkın, sivil toplum kuruluşlarının raporlarının ve uzman görüşlerinin temel alınması gerektiği açıktır. Bu gruplar, projelerin uygulanabilirliği, sürdürülebilirliği ve topluma sağlayacağı gerçek yararlar konusunda iyi bir değerlendirme ve katkı sunabilirler. Yerel halkın ihtiyaç ve öncelikleri, projelerin merkezinde olmalıdır; çünkü en nihayetinde bu projelerden yararlanacak olan onlardır.
Sivil toplum kuruluşları, yıllar boyunca kentimizin çeşitli sorunları üzerine detaylı çalışmalar yapmış, raporlar hazırlamış ve çözüm önerileri sunmuştur. Bu çalışmalar, adaylar için paha biçilmez bir kaynaktır ve projelerini şekillendirirken bu raporlardan yararlanmaları, hem zaman hem de kaynak israfını önleyecektir. Aynı şekilde, akademisyenler ve uzmanlar da, kent planlaması, çevre koruma, sosyal hizmetler, ekonomik kalkınma gibi konularda bilimsel verilerle desteklenmiş öneriler sunabilirler.
Siyasi adaylar ve partiler projelerin planlama ve uygulama süreçlerinde şeffaflık ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmalıdır. Maliyetler, finansman kaynakları, uygulama takvimi gibi kritik bilgilerin halkla paylaşılması, projelerin şeffaflığı ve hesap verilebilirliğini artırır. Bu da toplumun güvenini kazanmak ve projelerin meşruiyetini sağlamak için önemlidir.
Yerel seçimlerde sunulan projeler, kentin uzun vadeli vizyonuyla uyumlu olmalıdır. Kısa vadeli politik kazanımlar yerine, kentin uzun vadeli ihtiyaçlarına ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine hizmet eden projeler önceliklendirilmelidir. Bu, Alanya'nın geleceğini şekillendirirken dengeli ve kapsamlı bir yaklaşım gerektirir. Örnek olarak bir zamanlar eski belediye başkanını 25 metrelik yol neden yapılıyor diye eleştirenler şimdi aynı bölgede trafik sorunundan şikayet ediyor. Ya da kanalizasyon ve altyapı çalışmalarına bu kadar çok para mı harcanır diyenler şimdi her yağmurda mevcut durumu eleştiriyor. Projelerin sadece kısa vadeli kazanımlarını değil, uzun vadeli sonuçlarını da göz önünde bulundurarak, sürdürülebilirlik ilkesiyle uyumlu olması sağlanmalıdır.
Yerel seçimler, Alanya için bir dönüm noktasıdır. Adaylar, vaatlerini sunarken, projelerini oluştururken yerel halkın sesine kulak vermeli, sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını dikkate almalı ve uzman görüşlerini aramalıdırlar. Gerçek bir değişim ve ilerleme, yalnızca toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla mümkündür. Bu seçim döneminde, gerçekçi, uygulanabilir ve toplum yararına olan projelerin ön plana çıkmasını umuyoruz. Seçim vaatleri ve projelerinin gerçekleştirilmesi sürecinde, önceki deneyimlerden bize bıraktığı dersleri unutmamalıyız. Siyasilerin halka verdiği her söz, gelecekteki seçim dönemlerinde onlara dönecek ve toplumun siyasilere olan güvenini şekillendirecektir.