İran’da saçının bir kısmı göründüğü için ahlak polisi tarafından darp edilerek öldürülen Mahsa Amani için Alanya’da yaşayan kadınlar bir araya gelerek tepki gösterdi. 

Anıt önünde toplananlar adına konuşan Kadın Haklarını Koruma Derneği Alanya Şubesi Başkanı Halime Şenli, "Mahsa Amani kadınların ve tüm dünyanın özgürlük sembolü haline geldi" dedi.

İranlı Kadınların Mücadelesi, Hepimizin Mücadelesidir.

Hepinizin bildiği gibi Mahsa Amani 22 yaşında, İran’ın Tahran kentinde baş örtüsünü "İslami kurallara" göre takmadığı gerekçesiyle "ahlak polisi" tarafından gözaltına alınıp, ardından işkence edilmiş  ve hastanede hayatını kaybetmiştir. Mahsa Amani’nin ölümü İran’lı kadınlar tarafından çok büyük tepkiyle karşılanmış, kadınlar öncülüğünde başlayan protestolar bütün İran’a yayılmıştır. Kadınlar toplu halde başörtülerini çıkarıp ateşe vererek, saçlarını keserek, mücadelelerini yeni bir boyuta taşımışlardır.. Kadınlar öncülüğünde başlayan protestolar,  faşist- dinci molla rejimine karşı eylemlere dönüşmüştür . Üçüncü haftasını dolduran eylemler , tüm ülkeye yayılmış ve bugüne kadar yüzlerce kişi hayatını kaybetmiştir..  
İran’da 1979’dan bu yana rejim tarafından kadınlara, devletin anti demokratik yapısı ve erkek egemenliğinin gücünü temsil eden başörtüsü dayatılıyor. İranlı kadınlar 43 yıldır faşist molla rejiminin sözde "ahlak polisleri" tarafından, taciz ediliyor, şiddete maruz kalıyor, tutuklanıyor, idama mahkûm ediliyor.. 
Tüm şeriatçı rejimlerde olduğu gibi İran’da da, faşist molla iktidarı, egemenliklerini, kadınlar üzerinden, kadınların giyimini yaşam şeklini kontrol altına alarak, tüm toplumu baskı altına almaya çalışıyorlar. 
Türkiye’de de  İran’daki gibi molla rejimi isteyenler, şeriat isteyenler olduğunu biliyoruz.  Sayısı her gün artarak katliama dönüşen kadın cinayetleri, kadın katillerine uygulanan haksız tahrik indirimleri, kadınları şiddet dolu aile içine hapseden politikalar, İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı feshi, süresiz nafaka hakkının gaspedilmeye  çalışılması, aslında İranda’ki molla rejiminin Türkiye’deki yansımalarıdır. 
Ancak bizler Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı bize gösterdiği Çağdaş Uygarlık yolundan yürümeye devam edeceğiz, onun sayesinde kazandığımız haklarımızdan en küçük taviz vermeden hak mücadelemize devam edeceğiz. 

Ülkemizdede bugünlerde başörtüsü tartışması var, biz kadınlar şunu söylüyoruz, başörtüsü takmak, dilediği gibi giyinmek,  kadının insan haklarındandır takıp takmamak veya takma şekli onun kişisel kararıdır ve bu durum erkekleri hele hele devleti hiç ilgilendirmez.
Biz kadınlar, coğrafyalara göre biçim değiştirse de, şiddetin aynı sistemden beslendiğinin farkındayız. Sınırları aşan dayanışmamızın gücü de buradan gelmektedir.  Tarihsel süreç içerisinde kadınların özgürlük ve yaşam hakkı mücadelesine yönelik tüm faşist rejimlerin baskı ve zor yöntemleriyle yaptıkları müdahaleler karşısında kadın dayanışması  sınırları aşarak büyüdü, büyüyor ve  büyütmeye  devam edeceğiz. 
İranlı kadınların, başörtüsü dayatması başta olmak üzere, “şeriat kuralları” adı altında yaşamlarına müdahale eden erkek egemenliğine karşı yürüttüğü mücadele, bu gün dünyanın her yerinde kadın düşmanı faşist rejimlere karşı yürütülen mücadelelerin sembolü haline geldi. MAHSA AMANİ kadınların ve tüm dünyanın özgürlük sembolü haline geldi. 
Kadınlara fiili ya da fiziki ölüm dışında başka bir seçenek sunmayan erkek egemen sisteme karşı bu kez İran’dan yükselip tüm dünyaya yayılan “ZEN-ZENDEGİ-AZADİ” “KADIN-YAŞAM-ÖZGÜRLÜK” sloganını tüm dünyaya yayacacağız. Tüm dünya bilsin, tüm şeriatçı- zorba- kadın ve özgürlük düşmanı güçler bilsin ki kadın mücadelesi sınır tanımaz, kadınlar ayağa kalkınca kazanmadan oturmazlar. 
‘Bizler Türk kadınları, Türkiye’den İranlı kadınların sesini yükseltiyoruz. Mahsa Amini’nin katili İran Molla rejimidir. Mahsa'nın katili erkek egemen sistemdir. Mahsa’nın ve İranlı kadınların mücadelesi hepimizin mücadelesidir diyoruz.