Çelikkanat, LinkedIn hesabından paylaştığı yazıda, turizm sektöründeki fiyat artışlarının arka planındaki ekonomik gerçeklere dikkat çekti.
Çelikkanat, yazısına, "Ben de yazdım" diyerek başladı ve turizm sektöründeki fiyat artışlarına yönelik eleştirilerin arttığı bir dönemde bu konuda düşüncelerini paylaşma gereği duyduğunu belirtti. Çelikkanat, "Son dönemde, özellikle turizm sektörü ile ilgili bilgisi olmadan fikri olan insanların; ‘Turizm faaliyetleri çok pahalı’, ‘Oteller fahiş fiyatlı’, ‘Pahalılıktan müşteri bulamıyor oteller’ gibi birçok makale, haber vb. beyanatlarda bulunduğu bir dönemde, kendimce acizane bir yazı kaleme almaya ihtiyaç duydum" dedi.
Turizm sektöründeki fiyat artışlarının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Çelikkanat, "Evet, kimsenin bilmediği bir şeyi itiraf edeyim; artık pahalıyız. Ancak zaten biz senelerdir ucuz bir ülke olduğumuzdan, bu ucuzluğun aslında herhangi bir katma değer yaratmaması üzerine başta doğal kaynaklarımız olmak üzere, sadece ucuz kitle turizminin ülkemizi yatakhaneye çevirdiğini söyleyerek şikâyet etmiyor muyduk? Malımızı ucuza satıyoruz diye birbirimizi eleştirmiyor muyduk?" ifadelerini kullandı.
Çelikkanat, yazısında pahalı olmak kavramının yanlış anlaşıldığını belirterek, "Pahalı = erişilemez, fayda-maliyet ilişkisi olmayan, ederinden fazla… vb. gibi anlamları ifade etmeye çalışarak yapılan yorumlar ve analizler aslında benim takıldığım problemim oluyor. Ve tüm fikir beyan edenlerin yazılarında ve düşüncelerinde hissiyat olarak yansıttıkları ‘etmez’, ‘değmez’ anlamı ön plana çıkıyor" dedi.
Yüksek maliyetler, enflasyon ve döviz kuru gibi ekonomik faktörlerin turizm sektöründeki fiyat artışlarının arkasındaki ana etmenler olduğunu belirten Çelikkanat, "Arkadaşım! Pahalı değiliz; ‘kurtarmıyor, kurtarmıyor’ diye yatırımcı olarak aslında bağırmak istiyoruz. Kurtarmayanın kurtarırı da sana pahalı/erişilmez geliyor" ifadelerini kullandı.
Çelikkanat, alım gücünün düşmesi nedeniyle turizmin bir lüks haline geldiğini ve bunun sosyal bir sorun yaratabileceğini belirtti. "Alım gücünün bireylerde bu kadar düştüğü bir ekonomik iklimde, turizmin bu maliyetlerle artık bir lüks tercih olma noktasına gidiyor olması, temelinde sosyal bir toplum olabilme özelliğimizi kaybetmemize sebep olacaktır" dedi.
Sonuç olarak, Türkiye'deki turizm hizmetlerinin yüksek kalitede olduğunu ve fiyat artışlarının haklı olduğunu savunan Çelikkanat, "Türkiye’nin sunduğu hizmet çeşitliliği, fiziki tesis kalitesi, erişilebilir lojistik, insan kaynağı/kalitesi, doğa, iklim ve daha sayabileceğim birçok başlıkla, fiyatta geldiği noktayı fazlasıyla rakiplerine kıyasla hak ediyor" ifadelerini kullandı.
Çelikkanat, yazısının sonunda, "Turizm faaliyeti, Türkiye ekonomisi gibi beyaz yaka, mavi yaka ve işçi sınıfı çalışan kategorilerinde her zaman medeni ve modern toplumun gerekliliği gibi bir ihtiyaç olmuştur. Ancak şu anda yüksek maliyetler ve düşük alım gücü nedeniyle turizm, lüks bir tercih haline gelmektedir. Mevcut misafir profili ile alışılmış hizmet şeklimizi değiştirip kalitemizi artırmak zorundayız. Fiyatı yükselen ürünle doğru misafir profilini eşleyeceğiz. Her segment misafir için de alternatif turizm alanları ve modelleri geliştireceğiz" diyerek, turizm sektörünün geleceği hakkında önemli mesajlar verdi.
Bu açıklamalar, turizmdeki yüksek fiyat eleştirilerine ışık tutarak sektörün geleceğine yönelik önemli bir perspektif sundu.