Manavgat’ın Milli Egemenlik Mahallesi’nde dolaşırken dikkatimi çeken bir şey var: Binaların yüksekliği en fazla 3, taş çatlasa 4-5 kat. Kentin silueti bozulmamış, nefes alınabilir bir alan bırakılmış. Peki ya Alanya?
Benim evimin karşısında Mevlüt Görücü ve Erhan Doğan tarafından yapılan bina tam 11 kat! Üstelik bu yapı, eski Belediye Başkanı Adem Murat Yücel döneminde iskan ruhsatı almış. Gökdelen demeyelim ama Alanya’nın nasıl bu hale geldiğini sorgulamak gerekmez mi? Bir zamanlar Akdeniz kimliğini koruyan bir sahil kasabası olan Alanya, artık yüksek katlı binalarla çevrili, plansız büyüyen bir beton şehrine dönüşüyor.
Şehirleşme mi, Rant mı?
Alanya’nın bugün geldiği noktada yanlış imar planları, denetimsizlik ve rant üçgeni etkili oldu. Manavgat örneği ortada; şehirleşme elbette olacak ama eğer doğru planlanmazsa, sonuç sadece beton yığınlarından ibaret bir kent haline gelir.
Otopark Krizi Kapıda!
Bu 11 katlı proje 3 bloktan oluşuyor, peki ya otopark? Yönetmelik gereği bina altına otopark yapılmış ama kaç araç sığacak, belli değil. Yani fazla araçların çevredeki apartmanların önüne park edilmesi kaçınılmaz görünüyor. Bu da sadece otopark değil, trafik sorununun da büyüyeceğini gösteriyor.
Şehircilik sadece bina dikmekten ibaret olmamalı. Altyapı, trafik, otopark gibi temel ihtiyaçlar göz ardı edilirse, yaşanabilir bir şehir olmaktan çıkarız. Bugün Alanya, plansız yapılaşmanın bedelini ödüyor. Şehrin daha fazla betonlaşmasına izin vermeden, doğru planlama ve denetim şart!