Kurumunuz Medyada Yeterince Sosyal Mi?


 
Markanızın resmi hesabı kurumsal mı insansal mı acaba? Bir konaklama işletmesinde, yemek yediğiniz bir mekânda, alışveriş yaparken yani markayla yüz yüze geldiğinizde sizinle nasıl iletişim kursunlar istersiniz? Gri ve sıkıcı bir dünya modunuzu düşürmüyor mu? Satın almanızı zorlaştırmıyor mu? Diğer taraftan bakarsak bir de, ilk kez gördüğünüz bir insanın marka temsilcisinin size 40 yıllık arkadaş gibi davranması, size yönelik şakalar komiklikler yapması sizi huzursuz hissettirmez mi? Sosyal medya da öyle işte. Tüketiciyle yüz yüze olduğunuz bir alan.  Samimi ve doğal bir yaklaşımın, ciddi, soğuk ve mesafeli bir tutumdan daha çok geri dönüşü olduğu belli. Sosyal medyanıza bakınca insanlaşmış mı onu bir düşünün. İnsanlara sıkıcı bir dükkâna girmiş hissi olmasın. Ha tabi, samimiyet kurmak isterken şebekliğe dönüşmeyin ki bu ne ya demesinler.
 
Markanız kendine çok mu âşık? Hep kendinden mi bahsediyor? Evet, geçen sefer anlatımcı sosyal medyadan bahsettik. Ama, bunu yaparken hep kendinden bahsetmek, tek yönlü anlatıp durmak takipçiyi kaçırıverir. İnsanlar kendi ilgi alanları için faydalanacakları, hoşlarına giden hesapları tercih eder takip etmek için. Kuru kalabalıkla anasayfa neden dolsun ki. Hedef kitlenizi belirledikten sonra onlara göre faydalı, bilgi veren, eğlendiren, sevecekleri paylaşımlar yapmak sürekli reklam yapmaktan daha etkili olur. Bir işletme misiniz mesela? Mutlu karelerinizi veya videolarınızı paylaşın.  Kendiniz dışında yurt dışı örneklerini de paylaşın ki uluslararası standartlarda bir hizmet verdiğiniz belli olsun. Hep kendinizi anlatırken, insanların Google’a yazıp bulabileceği bilgilerle doldurmayın sosyal medya hesabınızı. Takipçinizle tanışmak, onları tanıma ve isteklerini vermek hem kurumunuzu hem hesabınızı samimi kılar.
 
İletişiminiz ne durumda? Hep diyoruz ya sosyal medya karşılıklı diyaloglar için var diye,  aman monologa dönüştürmeyin. Size sorular sorulacak, yorumlar yapılacak, şikayetler gelecek. Onları cevapsız bırakmayın. Ne yani müşteri hizmetlerinizi çağrı merkezlerinizi arayınca şikayeti dinleyip cevap vermeden kapatıyor musunuz? Bunun ne farkı var?
 
Güncel misiniz yeterince? Paylaşımları aktif ve güncel tuttukça, sizinle iletişimi de canlı tutar takipçilerin. Standart, sıradan paylaşımların yanında güncel kalmak daha fazla takibin yanında , bol bol paylaşılmayı da sağlar. Gelsin etkileşimler, erişimler ohhh mis!
 
Aman diyeyim satın almayın şu takipçileri.  Satın aldığınız her bir takipçi ölü takipçi aslında. Gerçek fayda sağlamadığı gibi, güvenilirliğinizi de dibe çeker. Markanızı gerçekten sevenler, ona sadık olanlar gerçek kullanıcılarınızdır. Onları kırmaya ne gerek var. Müşterinizin sadakatini kaybetmeye ek olarak, bir de markanızın değerini kaybedersiniz . İçeriklerinize verdiğiniz emek boşa gider, geri dönüş alamadıkça.  Geri dönüşüm alamadığınızda yaptığınız çalışmanın etkisini de göremezsiniz. Belki de çok faydalı bir fırsat elinizden uçaaaar gider. Hem siz yeterince güçlü ve özel değil misiniz? Kendinize siz bile güvenmezken başkası niye güvensin? Elalem ne der sonra? Güvenin kendinize.
 
Sözün özü tüketiciye, müşteriye, potansiyel müşteriye ulaşıp iletişim kurma fırsatı elde etmişken, her detaya dikkat etmek lazım.  Bu işi dışarıdan kaynaklarla sağlıyor ve sosyal medyanızı kendiniz yönetmiyor olabilirsiniz. Ama başkası da olsa kendiniz de yönetseniz mutlaka siz de markanızın sayfasını aktif takip edin, inceleyin. Markanızı da , müşterinizi de en iyi tanıyan sizsiniz! Detayları kaçırıp, küçük hatalar yüzünden bir çuval incire yazık olmasın…
Pazarlamacı Olmayan Giremez