Atar, enflasyon muhasebesinin 20 yıl aradan sonra tekrar gündeme geldiğini hatırlatarak, 2023 mali tablolarının vergi etkisi olmaksızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulduğunu, ancak 2024 ve 2025 yıllarında uygulanacak enflasyon muhasebesinin vergi etkisi yaratacağını belirtti. Bu durumun öz kaynakları ve sermayesi zayıf firmalara ilave vergi yükü getireceğini ifade eden Atar, ekonomik anlamda zor durumda olan firmaların daha da güç duruma düşeceğini söyledi.
Üçer aylık geçici vergi dönemlerinde uygulanacak enflasyon muhasebesinin, hem mükellefleri hem de mali müşavirleri zor durumda bırakacağını belirten Atar, iş insanlarının da üçer aylık dönemlerde gerçekte doğmamış kar üzerinden vergi ödemek zorunda kalacağını kaydetti. Enflasyon muhasebesi uygulamasının yıl sonu bilançoları bakımından ve yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyan dönemlerinde yapılması gerektiğini savunan Atar, uygulamanın küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) için ihtiyari hale getirilmesi veya uygulama dışı bırakılması gerektiğini ifade etti.
Atar, özellikle inşaat, emlak ve turizm sektöründe yaşanan sıkıntılar nedeniyle firmaların gerçekleşmemiş kazançlar üzerinden gelecek bir vergi yükünün firmaları çok zor durumda bırakacağını belirtti. Enflasyon muhasebesinin geçici vergi dönemlerinde uygulanmasının mali müşavirler için kabul edilemez bir durum olduğunu vurgulayan Atar, bu uygulamanın mali müşavirlerin iş yükünü artıracağını ve sağlıklarını riske atacağını söyledi.
Tevfik Atar, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın gerekli yasal düzenlemeleri yaparak enflasyon muhasebesi uygulamasının yıllık olarak uygulanmasını sağlaması gerektiğini vurguladı. KOBİ'lerin uygulama dışında bırakılması veya ihtiyari hale getirilmesi gerektiğini belirten Atar, bu konuda ilgili STK'ların konuyu üst birliklerine taşımasının önemli katkılar sağlayacağını sözlerine ekledi.
