Uzmanlar, Antalya’nın dört ana fay hattı üzerinde bulunduğunu ve bu hatların 7 ve üzeri büyüklükte depremler üretebileceğini belirterek, yapıların dayanıklılığının bir an önce sorgulanması gerektiğini ifade ediyor.
Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı Deprem Master Planı’nın hayati önem taşıdığını vurguladı. Karancı, özellikle tarım arazileri üzerine yapılan yapıların büyük bir hata olduğunu ve bu bölgelerin asla imara açılmaması gerektiğini söyledi. Ayrıca, bazı ilçe belediyelerinde hala jeoloji mühendislerinin görev yapmamasının ciddi bir eksiklik olduğunun altını çizdi.
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Soner Akdoğan, 2000 yılı öncesinde inşa edilmiş yapıların büyük risk taşıdığını ve bazılarının deprem olmadan bile yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu dile getirdi. Akdoğan, yapı stokunun acilen denetlenmesi gerektiğini ve güçlendirme çalışmalarının hızlandırılmasının şart olduğunu söyledi.
Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Funda Yörük ise, deniz altındaki aktif fay hatlarına dikkat çekti. Yörük, özellikle Konyaaltı bölgesindeki dere yataklarının yeniden değerlendirilmesi ve kentsel dönüşüm projelerinin vakit kaybetmeden uygulanması gerektiğini ifade etti.
TÜİK verilerine göre, Antalya’da yaklaşık 323 bin bina bulunuyor. Bunların yarısından fazlası son 15 yılda inşa edilmiş olsa da, yüzde 12’si 50 yıldan eski yapılardan oluşuyor. Bu da olası bir depremde büyük riskler barındırıyor.
Uzmanlar, Antalya için kapsamlı bir deprem stratejisinin oluşturulması ve kentin yapı stoğunun bilimsel verilere dayanarak yeniden ele alınması gerektiği konusunda hemfikir.