1890 yılında Mahmutefendi sülalesinden dünyaya gelen Hasan, 1915 yılında vatan savunması için cepheye koşan binlerce kahramandan biri oldu. Seferberlik emriyle Çanakkale Arıburnu’na giden Hasan, savaşın en kanlı günlerinde bir şarapnel parçasıyla sol bacağını dizden kaybetti.

Köyüne döndüğünde ise yılmadı. Kendi imkanlarıyla bir ağaç bacak yaparak hayata tutundu. Alanya halkı, mizahi ve anlamlı lakaplar bulma geleneğini sürdürerek ona “Ağaç Bacak Hasan” dedi. Bu lakap, zamanla onun adı gibi anılır oldu.

O dönemde köyde büyük saygı gören, hukukçu ve Antalya mebusu Hamdullah Emin Kızıl Korum, köylüleri bu lakabı kullanmamaları konusunda uyardı. Hasan’ın bir kahraman, bir gazi olduğunu vurgulayarak “Ona ‘Gazimiz Hasan’ deyin” dedi. Ancak halkın diline yerleşen “Ağaç Bacak Hasan” lakabı, onunla birlikte 1950’deki vefatına kadar yaşamaya devam etti ve hatta sülalesine bile bu isim miras kaldı.

484630502 9433840093328894 7030903768924237463 N

Hasan’ın torunu, dedesinden kalan ve 110 yıldır saklanan o meşhur ağaç bacağı, hâlâ büyük bir özenle muhafaza ediyor. Bu ağaç bacak, Çanakkale Savaşı’nın acı bir hatırası olarak geçmişi yaşatmaya devam ediyor.

Alanya’da Manevi Yolculuk: Danimarkalı Josefıne Sloth FABER Müslüman Oldu Alanya’da Manevi Yolculuk: Danimarkalı Josefıne Sloth FABER Müslüman Oldu

Oğuz Korum, bu etkileyici hikayeyi aktarırken, “Ağaç Bacak Hasan’ın yaşamı, sadece bir kahramanlık destanı değil, aynı zamanda vatan sevgisinin, sabrın ve mücadelenin somut bir sembolüdür. Çanakkale gazilerinin ve şehitlerinin aziz hatırasını yaşatmaya devam edeceğiz.” diyerek duygularını dile getirdi.

Bir bacağını kaybeden ama mücadelesinden asla vazgeçmeyen Ağaç Bacak Hasan’ın hikayesi, Mahmutseydi’de ve Alanya’da nesilden nesile aktarılan bir kahramanlık mirası olarak yaşamaya devam ediyor.